YARGITAY …. CEZA DAİRE’SİNE

Gönderilmek Üzere

ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ … CEZA DAİRESİ’NE

DOSYA NO                            : ……. E. – ………. K. (… BAM … CD)

                                                     ……. E. – …….… K. (………AĞCM)

SANIK                                    : ……………

MÜDAFİİ                              :

TUTUKLAMA TARİHİ     : 11/05/2018

KONU                          : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesi’nin …… tarih ve…………. Sayılı kararı gereğince müvekkil aleyhine verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararın kaldırılarak; Anayasa, CMK  ve  AİHS’nin ilgili maddeleri ve değişen durumlar(COVİD-19) gereği şartları mevcut olduğundan TUTUKSUZ yargılanmasını, aksi kanaatte ise bihakkın veya her türlü ADLİ KONTROL hükümleri uygulanarak TAHLİYESİNE  karar verilmesi hk.

AÇIKLAMALAR                   :

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ……. Ceza Dairesi’nin …………. tarih ve ……….. Sayılı kararı ile müvekkil ….. lehine başvurduğumuz istinaf talebimiz esastan reddedilmiş olup müvekkile verilen cezanın niteliği ve süresi, sanığın üzerine atılı eylemin CMK’nin 100/III maddesine sayılan suçlardan olması ve bu nedenle sanığın kaçması veya saklanması şüphesinin bulunması hususları dikkate alınıp müvekkilin tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir.

Mezkur karar ceza hukukunun genel prensiplerine, mevzuata ve vicdana açıkça aykırı olup kaldırılması gerekmektedir. Şöyle ki;

            1- DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ TARAFINDAN PANDEMİ OLARAK İLAN EDİLEN COVİD-19 SALGINI SEBEBİYLE RİSK GRUBUNDA OLAN MÜVEKKİLİN TAHLİYE EDİLMESİ ZARURİ HALE BÜRÜNMÜŞTÜR.

İlk olarak Aralık 2019’da görülen ve Çin Halk Cumhuriyeti tarafından dünyaya açıklanan yeni corona virüsü salgını tüm dünyaya yayılmaktadır. 22 Mart 2020 tarihi itibari ile corona virüs sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı 13.069’a yükselmiş, tüm dünya genelinde virüs tespit edilen kişi sayısı da 308.547’Ye ulaşmıştır. Uzmanların sıklıkla belirttiği üzere corona virüs çok hızlı bir şekilde yayılmakta olup geliştirilen olağanüstü önlemlere rağmen de virüsün yayılması engellenememektedir. 11.03.2020 tarihi itibari ile sağlık bakanının açıklamasıyla virüsün Türkiye’de de görüldüğü öğrenilmiştir. Türkiye’de 22.03.2020 tarihi itibariyle ise 1236 vakanın tespit edildiği ve 30 vatandaşımızın hayatınıkaybettiği açıklanmıştır. Virüsün dünya genelindeki yayılma hızı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamaları göz önünde bulundurulduğunda ülkemizde de virüsün daha da hızlı bir şekilde yayılabileceği öngörülmektedir. Corona virüsün hasta ve yaşlı insanlara bulaşması durumunda ölüme neden olma ihtimalinin çok yüksek olduğu da uzmanlar tarafından ifade edilmektedir.

Öte yandan ülkemizde tüm bakanlıklar yetki alanlarında virüsün yayılmasının engellenmesi için gerekli olan tüm olağanüstü tedbirler alınmaktadır:

– İçişleri Bakanlığınca, 65 yaş üzeri ve kronik rahatsızlığı olanlara yönelik sokağa çıkma kısıtlamasıyla ilgili istisnalar belirlendi. İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, 65 yaş ve üstü ile kronik rahatsızlığı bulunanlar için uygulamaya konulan sokağa çıkma yasağı genelgesine ek yapıldı.

– Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum imzalı genelgede, koronavirüs (Kovid-19) salgınından vatandaşları korumak ve salgının yayılmasını engellemek amacıyla devletin tüm kurumlarıyla önlemler almaya devam ettiği belirtildi.

– ÖSYM, koronavirüs önlemleri kapsamında 2020 sınav takviminde güncelleme yaptı, 9 sınavın tarihini erteledi.

– Adalet Bakanlığınca, hükümlü ve tutukluların haftada bir olan telefonla görüşme hakkı haftada ikiye çıkarıldı.

– İçişleri Bakanlığınca Koronavirüs Tedbirleri Genelgesi kapsamında 149 bin 382 iş yerinin, geçici süreliğine faaliyetlerine ara verdiği bildirildi.

-Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Kovid-19 salgını nedeniyle futbol, basketbol, voleybol ve hentbolda liglerin ertelendiğini açıkladı.

Yukarıda izah etmeye çalıştığımız üzere olağan üstü nitelikte olan tedbirlerin amacı; virüsün insanlar arası etkileşimin yoğun olduğu kalabalık insan gruplarının bir arada bulunduğu ortamlarda daha hızlı yayılmasını engellemektedir. Bunların en başında da cezaevleri gelmektedir. İtalya’da corona virüs endişesi ile cezaevlerinde isyanlar başlamış; bu isyanlar sonucunda 6 kişi hayatını kaybetmiştir. Adalet Bakanlığı’nın 2020 yılının bütçe raporunda, Türkiye cezaevlerindeki kişi sayısı 282 bin 703 olarak açıklanmıştır. Yine İHD’nin raporlarına göre cezaevlerinde 247’si ağır 649 hasta tutuklu; annesi ile birlikte 780 çocuk bulunmaktadır. Yaşanan durumun vahametine bakıldığı zaman ve cezaevlerindeki hijyenik koşullar dikkate alındığında, geri dönülmesi zor zararların ortaya çıkacağı açıktır.

Anayasanın “sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinin ilgili fıkraları “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” şeklindedir. Yine Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Üye Devletlere Avrupa Cezaevleri Kuralları Hakkında Rec (2006) 2 Sayılı Kararınca, özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese insan haklarının gerektiği gibi saygılı davranılması ile hükümlü mahpuslara uygulanan rejimin hapsedilmenin doğasında var olan sıkıntıyı daha da ağırlaştırmaması gerekmektedir. Devlet, özgürlüğünden yoksun bıraktığı bireye, suçu her ne olursa olsun, gerekli tıbbi tedavi ile ilaçları sağlamak yükümlülüğü altında olduğu gibi, kişinin bedensel ve ruhsal sağlığını koruyup iyileştirmelidir; aksi durumda sorumluluğu doğmaktadır.

Tüm bunların yanında; müvekkil ………….. cezaevinde bulunan sıradan sağlıklı bir tutuklu değildir.

52 yaşında olan müvekkilin yüksek tansiyon, şeker, vertigo, belde kireçlenme, varis gibi kronik sağlık problemleri mevcut olup sürekli olarak ilaç kullanmaktadır. Tüm bu sorunlarına ek olarak tutukevine geçtikten sonra strese bağlı olarak safra kesesi alınmış ve enfekte olabilme ihtimali oldukça yüksektir.  Mahkemenizinde takdir edeceği üzere ameliyat sonrası müvekkilin bakım ve denetimi tutukevi şartlarında mümkün gözükmemektedir. Hijyen şartlarının da malum olduğu bir ortamda açık ameliyat geçiren bir kişinin kalması yaşam ve sağlık hakkına vurulan darbeden başka bir şey değildir.

Bunların yanında müvekkilin şikayetleri üzerine yapılan tetkikler neticesinde; müvekkil ………… sağ akciğer alt lobunda 6 mm büyüklüğünde nodül ve fibirokistlere rastlanılmıştır. Bu teşhisler müvekkilin ikinci derece KOAH olduğunu göstermektedir. 3 ayda bir tomografi çekinmesi gereken müvekkilin ayrıca devlet desteği sağlanmayan tedavileri almaya ihtiyacı bulunmaktadır. Mahkemenin de takdir edeceği üzere bu tedavinin de tutukevi şartlarında gerçekleşmeyeceği de su götürmez bir gerçektir. Bu hususlara ilişkin kayıtlar dosya münderecatında mevcuttur.

Uzmanlara göre; riskli (hassas) gruplar gerçekten ciddi bir tehlike altındadır. Bu grupta 60 yaş üstü olanlar, akciğer ve kalp hastalıkları bulunanlar, kanser hastaları, bağışıklık sistemini baskılayan tedavi görenler ve bağışıklık yetmezliği hastaları bulunuyor.

İleride cezaevlerinde nüksetmesi yüksek ihtimal ve imkan dahilinde olan COVİD-19 sebebiyle; 52 yaşında, kronik rahatsızları bulunan(diyabet, şeker, vertigo, tansiyon), KOAH hastası, açık ameliyat geçiren ve iyileşme aşamasında olan müvekkilin bir an önce tahliye edilmesi gerekmektedir. Tüm bu açıklamalara rağmen özel durumda olan müvekkilin dünya gündemine oturan COVİD-19 sebebiyle yaşamını yitirmesi halinde hem Türk hukuk düzeni hem de vicdanlar derin yara alacaktır. Bu yaranın da bir ilacının bulunmadığının altını çizerek tutuklamanın bir koruma tedbiri olduğunu belirtmek isteriz. İnfazın CMK m.109’da bahesilen şekilde de yerine getirilmesi söz konusu olabilmektedir. Müvekkil yaklaşık 2 yıldır cezaevindedir; bu nedenle 52 yaşında, kronik rahatsızları bulunan(diyabet, şeker, vertigo, tansiyon), KOAH hastası, açık ameliyat geçiren müvekkil, COVİD-19 için risk grubundadır.

2-17/25 ARALIK SÜRECİNDEN SONRA ÖRGÜT İLE HERHANGİ BİR BAĞLANTISI KALMAMIŞTIR.

3-MÜVEKKİL ALEYHİNE TEK SOMUT DELİL OLAN ………’IN VERMİŞ OLDUĞU İFADELER İLE MÜVEKKİLİN İFADELERİ BİREBİR ÖRTÜŞMEKTEDİR.

4-MÜVEKKİL ÜZERİNDEN ÇIKAN SAHTE KİMLİK CMK 100 KAPSAMINDA KAÇMA ŞÜPHESİ İÇİN YETERLİ BİR DELİL DEĞİLDİR.

NETİCE-İ TALEP       : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenler ile re’sen gözetilecek hususlar doğrultusunda; sanık müvekkil …………….. hakkındaki tutuklama kararının COVİD-19’a karşı alınan tedbirler ve dosya münderecatı kapsamında kaldırılarak koşulsuz tahliyesine, Mahkemeniz aksi kanaatte ise uygun görülecek kefalet karşılığı tahliyesine veya adli kontrol tedbirleri uygulanmasına  karar verilmesini saygıyla bilvekale talep ederim.