YAPAY ZEKA VE HUKUK

 

I- Yapay Zekâ Nedir?

Yapay zekanın birçok tanımı yapılmaktadır. Bu tanımlar yaklaşık olarak aynı unsurları barındırmaktadır. Bu tanımlardan birkaçına yer verecek olursak; bir tanıma göre, “yapay zekâ: İnsanların doğal olarak sahip oldukları zekâ ile çözdükleri problemleri çözme becerisine sahip makinelerdir”; bir başka tanıma göre, “karmaşık bir şeyi algılama ve uygun kararlar vermedir”. Yapay zekaya duyulan ilgi 21. yüzyılda çok üst seviyeye çıkmamış olsa da 2010’dan sonra gelişme yönünde hızlı bir ivme kazanmıştır.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte “veri” kavramı da önem arz etmeye başlamıştır. Zira teknolojik gelişmelere paralel olarak bireylerin sahip oldukları verilerin genel bir bölümünün işlenmesi, aktarımı ve depolanması faaliyetleri gündeme gelmiştir. Teknolojinin söz konusu etkileri günlük yaşamımızın olağanı haline gelen ve günden güne hızla gelişmesi sonucunda hayatımızı kolaylaştıran uygulamalar şeklinde karşımıza çıkmaya başlamış ve git gide hayatımızın ayrılmaz derecede önemli bir bölümünü oluşturmaya başlamıştır. Yapay zeka insanlardan farklı olarak daha ileri derecede hesaplama yapabilme ve çok büyük verileri işleyebilme yeteneğine sahiptir. Verilerin işlenmesini mümkün kılan bu teknoloji birçok fayda ile birlikte bireylerin verilerini ele geçirmek suretiyle onları savunmasız hale getirmiştir. Dolayısıyla yapay zeka üzerinde çalışmalar arttıkça, bu artışa paralel hukuk alanında da etkileşim artmıştır. Zira bireylerin verilerinin korunması hukukun üstlenmesi gereken bir sorumluluktur.

Yapay zekayı insanların gündemine taşıyan belki de en önemli olay, Ekim 2017 tarihinde Suudi Arabistan’ın bir sosyal humanoid robot olarak üretilen Sophia’ya vatandaşlık haberi vermesi olayıdır. Bu haberin önemli olması iki önemli yönü vardı. İlki magazinsel yönü, diğeri ise hukuki yönüdür. Zira vatandaşlık kavramı bu ana kadar sadece insanlar bakımından kullanılan bir kavram iken, Suudi Arabistan’ın bu hamlesiyle vatandaşlık kavramının insan dışı varlıklar için de kullanılması mümkün müdür?  sorusu gündeme taşınmış olmuştur.

Yapay zekanın bir diğer etkisi özel hayat ve haklar yönündedir. Yapay zekanın gelişmesiyle verilerin korunması yapay zeka modellerinden doğan sorumluluk veya haklar gibi konularda tartışmalar söz konusu olmuştur. “Bu hem hukuk alanında teknolojinin getirdiklerinin anlaşılmasını hem de teknolojiyi geliştiren araştırmacılar tarafından hukuki sınırların ve yükümlülüklerin belirlenmiş ve biliniyor olması gerekliliğinin önemini artırmaktadır. Öyle ki yapay zekâ sistemleri için hukuk, hem çözüm üretebildiği bir alan olarak hem de diğer alanlarda üretilen çözümler için sürecin işleyişinin kontrollü ve güvenilir olması bakımından iki yönlü bir ilişkiye sahiptir. Veri üretme, toplama, depolama ve yapay zekâ ile üretilen karar sistemi süreci boyunca hukuktan destek alması gerekliliği sebebiyle etkin bir ilişkiye sahiptir”[2].Sonuçta teknoloji ile hukuk ayrı düşünülemez bir hale gelmiştir.

 

II- Yapay Zekânın Hukuki Gelişimi

1 Mart 2012’de Avrupa Parlamentosu’nun sağladığı RoboLaw Project, Mayıs 2014’te tamamlandı ve “Robotik Alanın Hukuki Düzenlenmesi Rehberi” yayınlandı. Proje ile hedeflenen amaç, robotik, bionik, neural beyin – bilgisayar arayüzler ve nanoteknolojilerin hukuki ve ahlaki etkilerinin incelenmesi, mevcut hukuki düzenlemelerin yeterli olup olmadığının araştırılması, bu araştırma sonucu eksiklikler varsa ihtiyaç duyulan değişikliklerin neler olduğu ve insanlar açısından önem verilen sosyal değerlere ve süreçlere etkilerinin neler olduğunun araştırılmasıdır[3]. Bu gibi projeler ve çalışmalar üzerine yapay zeka alanında bazı hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Bunlara örnek verecek olursak; Robotik Üzerine Medeni Haklar (EPLO 2015/2103), Robotik Üzerine Hukuki ve Ahlaki Düşünceler (EPRS, STOA Briefing, Haziran 2016) ve Robot Hukuku Üzerine Bir Avrupa Perspektifi (Temmuz 2016). Bu düzenlemelerden belki de en önemlilerinden biri, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin 10 Nisan 2018’de Avrupa Birliği Yapay Zeka İşbirliği Bildirgesine imza atarak Avrupa Birliği’ni bu alanda global rekabette en öne taşıyacak önlemler almayı, bilimsel, hukuki ve ahlaki çalışmalar yapmayı resmen taahhüt etmiş olmalarıdır[4].

 

III- Yapay Zekanın Hukuki Statüsü

Yapay zekanın en önemli özelliklerinde birisi de otonom karar alma ve davranışta bulunma yeteneğidir. Yapay zekanın otonom karar alma ve davranışta bulunması sonucunda hayat, beden tamlığı, sağlık, özel yaşamın gizliliği, kişisel veriler, şeref ve haysiyet gibi kişilik hakların içerisindeki kişisel değerleri ihlal edebileceği gibi kimi ekonomik etik hataları sonucu maddi ve manevi zararlara sebep olabilir[5]. Son zamanlarda askeri alanda kullanılan yapay zekanın otonom kararı ile yaşam hakkını sonlandırması ya da sağlık ve /veya beden bütünlüğüne zarar vermesi hususu çok tartışılmaktadır. Yine aynı şekilde bu riskler tıbbi amaçlı kullanılan ya da sürücüsüz araçların yanlış kullanımı sonucu da ortaya çıkabilmektedir. Güvenlik ve gözetleme amaçlı kullanılan yapay zekaya örnek teşkil eden drone’un kaydetmiş olduğu verilerin bir şekilde ifşa olması suretiyle özel yaşamın gizliliğinin ihlal edilmesi de imkan dahlindedir. Elektronik ortamlarda yapılan alışverişlerde ya da online bankacılık alanında kullanılan yapay zekanın kişisel verileri deşifre etmesi durumunda da kişilik hakkının ihlal edilmesi ve maddi/manevi zararların doğması pek tabi mümkündür. Yapay zekanın otonom davranışları neticesinde çıkacak olan bu sorunların ele alınması bakımından öncelikle yapay zekanın hukuki durumunun bilinmesi önemlidir.

Bir zarar sonucu sorumluluktan bahsedilmek için öncelikle haklara ve borçlara ehil olma yani kişiliğin bulunması şarttır. Dolayısıyla yapay zekanın otonom kararları sonucu ortaya çıkan zararlardan sorumlu tutulabilmesi için Türk Medeni Kanun kapsamında kişiliğe sahip olması gerekmekte olup, Türk pozitif hukukunda bu nitelikte bir statü yapay zekaya tanınmamış ve bu nedenle bir sorumluluktan bahsetmek mümkün değildir. Ancak ortada bir zarar ve sorumluluk yüklenemeyen yapay zeka bulunmakta yani sorun hâlâ çözülmüş değil. Doktrinde yapay zekanın hukuki konumu/statüsü hakkında “eşya”, “köle”, “tüzel kişi” ve “elektronik kişi” gibi görüşler ileri sürülmüştür.

Çağdaş hukuk sisteminde kölelik statüsü kabul edilmediği için yapay zekayı “köle” statüsüne sokmak mümkün değildir. “Eşya” olduğu görüşü gereğince yapay zeka, bir hak süjesi olarak değil, sadece üzerinde hukukun kişilik bahşettiği süjelerin mülkiyet haklarının cereyan ettiği bir obje olarak değerlendirilmekte; ancak yapay zekanın bilişsel yetenekleri dolayısıyla yapay zekanın olağan bir eşya olmadığı ve belki bir insanın dahi sebep olamayacağı kimi zararlara sebep olma kapasitesinin bulunduğu, bu nedenle eşya statüsünün kabul edilmesi sorumluluk bakımından yetersiz görülmektedir.

Tüzel kişilik görüşünü savunanlar yapay zeka ile onu meydana getiren ve/veya yöneten kişi arasında dernek ve dernek yönetim kurulunu anımsatır bir ilişki olduğunu ifade etmişlerdir. TMK m 56 hükmündeki dernek tanımında “ortak amaç” unsurundan bahsedilmekte olup, yapay zeka ile onu meydana getiren/yöneten kimsenin ortak amacı olduğundan bahsetmek teknik olarak mümkün görülmemektedir. Ayrıca yapay zekaya tüzel kişilik ve ayrı malvarlığına ihdas etmek suretiyle fiillerinden şahsi olarak sorumluluk öngörmek, yapay zekaya karşı açılacak davada temsil sorununu da beraberinde getirecektir. Bu nedenle yapay zekaya tüzel kişilik ve ayrı malvarlığı öngörmektense, en azından sorumluluğu bağlamında onu meydana getiren/yönetenleri genel tehlike sorumluluğu hükümleri ya da kendine özgü kusursuz sorumluluk düzenlemeleri ile sorumlu tutmak daha mantığa uygun olacaktır.

Mukayeseli hukukta elektronik kişi görüşü ileri sürülmüştür. “Avrupa Parlamentosu Hukuk İşleri Komisyonu, kendi değişken deneyimleriyle öğrenen, çevreleriyle benzersiz ve öngörülemeyen şekilde etkileşime geçen yeni nesil robotların (yapay zekânın) davranışlarındaki öngörülemezliğin, mevcut yasal düzenleme olan 85/374 EEC sayılı Direktif hükümleri çerçevesinde ancak belirli bir dereceye kadar tahlil ve hâlledilebileceğini (APR.art.Z/ AI26), bu nedenle konu hakkında etik kurallar öngören çerçeve bir tüzük ihdasının gerekliliğini ortaya koymuştur (APR.art.1127). Bu çerçevede Komisyon, robotlar (yapay zekâ) hakkında (otonom kararlarından kaynaklanan sorumluluk açısından) kendine özgü bir “elektronik kişilik – electronic personality” yasal statüsünün ihdas edilmesini tavsiye etmiştir (APR. art.59/ f28)”[6].

 

IV- Yapay Zekanın Hukuki Sorumluluğu[7]

Yukarıda bahsettiğimiz üzere, yapay zekanın statüsünü tüzel kişi ya da başka bir kişilik olarak atfedebileceğimiz herhangi bir mevzuat düzenlemesi bulunmadığı için sorumluluk süjesi olarak nitelendirmek de pek tabi mümkün olmayacaktır. Ancak yapay zekanın otonom davranışlarından kaynaklı sorumluluğu üstlenecek ve/veya paylaşacak kişilerin bu sorumluluğu üstlenmeyi hangi pozitif hukuk kurallarına göre yapacağı hususu beraberinde farklı görüşleri getirmektedir.

Bir sözleşmenin kurulması veya ifa edilmesine yapay zeka aracılık ediyor ve zarar gören de bu sözleşmenin karşı tarafı ise bundan doğan “akdi sorumluluk”, TBK m.  112 vd. hükümleri kapsamında yapay zekanın adına/hesabına hareket ettiği kişiye/kullanana aittir. Ayrıca yapay zeka kullanan kişinin, aynı anda kıyasen TBK m. 116 kapsamında ifa yardımcısının fiillerinden kusursuz sorumluluğunun da gündeme gelmesi olasıdır.

Yapay zekanın otonom davranışları neticesinde “akit dışı sorumluluk” hususunda çeşitli ihtimaller bulunmaktadır. Öncelikli olarak TBK m. 66 “adam çalıştıranın kusursuz sorumluluk” hükmü çerçevesinde yapay zeka kullanan kişinin sorumlu tutulup tutulamayacağı aklımıza gelebilir. Ancak yapay zeka ve bunu kullanan kişi arasında TBK m. 66 hükmünün aradığı istihdam ilişkisi söz konusu olmadığından, sorumluluk bakımından bu maddenin uygulanması mümkün olmamaktadır.

Diğer bir görüş, yapay zeka kullanıcısının TBK m. 69 kapsamında “yapı maliki” gibi sorumlu olmasıdır. Fakat bu hükmün uygulanabilmesi için Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği zarara sebep olan yapının, bina, yol, baraj, set, elektrik direği, tribün, stadyum ve benzeri “yeryüzüne bağlı inşa eseri” olması gerekmektedir. Görülüyor ki araziye bağlı olması gerektiği arandığından ve yapay zeka bu unsuru taşımadığından bu maddenin uygulanması da pek tabi mümkün olmayacaktır.

Konu bakımından akla yatkın iki yaklaşımın bulunduğunu söylemek mümkündür. Bunlardan ilki, yapay zeka kullanıcısının TBK m. 67 çerçevesinde “hayvan idare edenin sorumluluğu” hükümleri uyarınca kıyasen sorumlu tutulmasıdır. TBK 67/1. maddesinde, bir hayvanın verdiği zarardan, o hayvanın bakım ve yönetimini sürekli ya da geçici olarak üstlenen kişinin bu zarardan (kusursuz) sorumlu olduğu belirtilmektedir. Tüzel kişiler de gerçek kişiler gibi hayvan bulunduran sıfatıyla sorumlu tutulması mümkündür. hayvan bulunduran kişiden anlaşılması gereken bir hayvanın bakım ve yönetimini sürekli ya da geçici olarak üstlenen kişidir.

İkinci yaklaşım ise, yapay zekanın kullanıcısının TBK m. 71 kapsamında “tehlike sorumluluğu”  hükümleri çerçevesinde sorumlu tutulmasıdır. TBK m. 71/1 hükmünde “Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur.” Denilmek suretiyle sorumluluğun esasları ifade edilmiştir. Bir işletmenin bu madde kapsamında önemli ölçüde tehlike arz eden bir işletme niteliğine sahip olup olmadığının tespitinde “mahiyetinin” veya “faaliyette kullanılan unsurların (malzemenin, araçların ya da güçlerin)” niteliğinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Ayrıca bu işletmenin kişiden beklenen tüm özeni göstermiş olsa dahi “sıkça veya ağır zararlar doğurmaya elverişli” olduğu sonucuna varılması halinde işletme, önemli ölçüde tehlike arz eden bir işletme olarak değerlendirilmesi mümkündür. TBK m. 71/2 c.1 hükmünde “Bir işletmenin, mahiyeti veya faaliyette kullanılan malzeme, araçlar ya da güçler göz önünde tutulduğunda, bu işlerde uzman bir kişiden beklenen tüm özenin gösterilmesi durumunda bile sıkça veya ağır zararlar doğurmaya elverişli olduğu sonucuna varılırsa, bunun önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletme olduğu kabul edilir.” şeklinde tanımlanmıştır. Sonuç olarak, işletmenin faaliyeti ne olursa olsun, bu faaliyeti gerçekleştirmede kullanılan yapay zeka (yani araç) sebebiyle bu işlerde uzman bir kişiden beklenen tüm özenin gösterilmesi durumunda dahi sıkça veya ağır zarar doğurmaya elverişli olduğu sonucuna varılırsa bu işletme, yapay zekanın otonom davranışları sebebiyle üçüncü kişilerin görmüş olduğu zararlardan TBK m. 71 gereğince sorumlu tutulabilecektir fakat her halükarda TBK m. 49 vd. da düzenlenen haksız fiil hükümleri saklıdır.

 

V- Yapay Zekanın Cezai Sorumluluğu[8]

İnsanların yapay zekanın ortaya çıktığı ilk zamanlarda suç işlemede aracı olarak yapay zekayı kullandıkları görülmektedir. Ancak ilerleyen zamanda bazı yazılımlar sayesinde kendi kendilerine düşünebilecekleri ve otonom davranışlarda bulunabileceği iddia edilmiş ve yapay zekanın bu otonom davranışları neticesinde ortaya çıkacak sorunların nasıl çözümleneceği meselesi ortaya çıkmıştır.

1981 yılında motosiklet üreten bir şirkette çalışan 37 yaşındaki Japon işçi aynı şirkette çalışan bir robot yapay zeka tarafından hedeflediği iş bakımından bir tehdit olarak algılayıp bu tehdidi sonlandırmanın en işlevsel yolu olarak işçiyi ortadan kaldırmak olduğuna karar vererek güçlü hidrolik kolu ile robot, işçiyi çalışmakta olan makine içine atmıştır. Bu örnekte olduğu gibi yapay zeka geliştikçe bu tip sorunları da gündeme taşımaya başlamıştır. Bu gibi olaylar bakımından doğacak olan cezai sorumluluğun yükletilmesi bakımından yapay zekayı üreten veyahut programlayan kişi dışında doğrudan yapay zekanın sorumluluğunun olup olmayacağı önem arz etmektedir. Dolayısıyla fail kim? sorusunun cevabı bu olaylar bakımından adaletin yerini bulabilmesi açısından cevap bulmalıdır. Türk ceza hukuku açısından fail ancak gerçek kişi olabilirken, tüzel kişiler açısından da çeşitli yaptırımlar öngörülmüştür. Cezai sorumluluğun kimde olduğu hususu bakımından ceza sorumluluğun esaslarının incelenmesi gerekmektedir.

 

1- Maddi Unsur (Objektif Nitelikli Unsur)

Bir eylemin suç niteliği kazanabilmesi için maddi ve manevi unsurları taşıması gerekmektedir. Suçtan bahsedilebilmesi için tipe uygun hareketin meydana gelmesi şarttır. Yapay zekanın hareket unsurunun incelenmesi bu noktada önem arz etmektedir. Genellikle robotlar bakımından bu hareket unsuru gözle görülebilir niteliktedir. Hareket unsuru yapay zeka bakımından farklı şekillerde karşımıza çıkabilir.

İnsan tarafından yönetilen bir yapay zekadan bahsediliyorsa hareket unsuru yapay zekayı yöneten kişi tarafından gerçekleştirilmiş olacak ve TCK m. 37 kapsamında suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişiler dolaylı değil, doğrudan ya da tek başına fail olarak sorumlu tutulacaktır. Ceza hukuku açısından sorumluluğun doğmasında yapay zekanın fiilleri nedensellik bağlantısının tespitinde ve neticenin objektif şekilde isnad edilebilmesi bakımından sorun çıkaracaktır. Yapay zeka yalnızca araç olarak kullanılıyorsa sorun yoktur. Fakat yapay zekanın otonom otonom bir davranışı ile dahil olduğu veya ihmali neticesinde sebebiyet verdiği durumların çözümleri karmaşık bir hal oluşturacaktır.

 

2- Manevi Unsur (Subjektif Nitelikli Unsur)

İnsanların sahip olduğu özgür irade kavramı ceza hukukunda sorumluluk bakımından önem arz etmektedir. Suçlar kural olarak kasten işlenir ancak bazı suçlar bakımından kanun koyucu taksirle işlenebileceğini de düzenlemiştir. Kişinin yapmış olduğu hareketin ve bu hareketin doğuracağı sonuçların farkında olması gerekmektedir. Diğer taraftan kast için bilme ve isteme unsuru da birlikte aranmaktadır. Bu anlamda yapay zekanın özgür bir iradesinin bulunup bulunmadığı yani ne ölçüde bilme ve isteme unsurlarını taşıdığının tespiti önem arz etmektedir. Özgür iradenin bulunmadığı haller bakımından yapay zekanın yalnızca bir araç olarak kullanımı söz konusu olacağından bu sorunu çözmek yine güncel hukuki düzenlemeler ışığında mümkün olabilecektir. Fakat özgür irade ile beraber kusur ehliyetine sahip bir yapay zekanın varlığı durumunda bu varlıkların hukuki statüsünün tespiti de zorunlu hale gelecektir.

Stj. Av. Rümeysa ÖZYÜREK

 

KAYNAKÇA

Akkurt, Sinan Sami, “Yapay Zekanın Otonom Davranışlardan Kaynaklanan Hukuki Sorumluluk”, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, Yıl: 7, Sayı: 13, Haziran 2019, s. 39-59.

Dülger, Murat Volkan, Yapay Zekâlı Varlığın Hukuki Sorumluluğu (Olabilir mi?), https://www.researchgate.net/profile/Murat_Duelger/publication/318792504_Bir_Hukuk-Kurgu_Denemesi_Yapay_Zekali_Varligin_Hukuki_Sorumlulugu_Olabilir_Mi/links/597f433d458515687b4a5d71/Bir-Hukuk-Kurgu-Denemesi-Yapay-Zekali-Varligin-Hukuki-Sorumlulugu-Olabilir-Mi.pdf

Eriş, M. Hakan, “Yapay Zekâ: İnsanların Doğal Olarak Sahip Oldukları Zekâ İle Çözdükleri Problemleri Çözme Becerisine Sahip Makinelerdir”, Yapay Zekâ Çağında Hukuk, İstanbul, Ankara ve İzmir Baroları Çalıştay Raporu, 2019.

Kızrak, M. Ayyüce, “Teknoloji, Bilimsel Araştırmalar Kadar Hukuki Düzenlemeye de İhtiyaç Duymaktadır”, Yapay Zekâ Çağında Hukuk, İstanbul, Ankara ve İzmir Baroları Çalıştay Raporu, 2019.

Ünsal, Burçak, “Yapay Zeka, Robotlar, Hukuki Düzenlemeler”, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt: 93, Sayı: 4, Temmuz-Ağustos 2019, s. 64-73.

ÖZBEK, C./ ÖZBEK, V. Ö., “Yapay Zekânın Dâhil Olduğu Suçlar Bakımından Ceza Hukuku Sorumluluğunun Belirlenmesi”, Ceza Hukuku Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 41, Aralık 2019, s. 603-622.

[1] Eriş, M. Hakan, “Yapay Zekâ: İnsanların Doğal Olarak Sahip Oldukları Zekâ İle Çözdükleri Problemleri Çözme Becerisine Sahip Makinelerdir”, Yapay Zekâ Çağında Hukuk, İstanbul, Ankara ve İzmir Baroları Çalıştay Raporu, 2019.

[2] Kızrak, M. Ayyüce, “Teknoloji, Bilimsel Araştırmalar Kadar Hukuki Düzenlemeye de İhtiyaç Duymaktadır”, Yapay Zekâ Çağında Hukuk, İstanbul, Ankara ve İzmir Baroları Çalıştay Raporu, 2019.

[3] Ünsal, Burçak, “Yapay Zeka, Robotlar, Hukuki Düzenlemeler”, İstanbul Barosu Dergisi, Temmuz-Ağustos 2019, Cilt: 93, Sayı: 4, 69-70.

[4] Ünsal, s. 70.

[5] Akkurt, Sinan Sami, “Yapay Zekanın Otonom Davranışlardan Kaynaklanan Hukuki Sorumluluk”, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, Haziran 2019, Yıl: 7, Sayı: 13, s. 43-44.

[6] Akkurt, s. 46-47.

[7] Akkurt, Sinan Sami, “Yapay Zekanın Otonom Davranışlardan Kaynaklanan Hukuki Sorumluluk”, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, Yıl: 7, Sayı: 13, Haziran 2019, s. 39-59.

[8]ÖZBEK, C./ ÖZBEK, V. Ö., “Yapay Zekânın Dâhil Olduğu Suçlar Bakımından Ceza Hukuku Sorumluluğunun Belirlenmesi”, Ceza Hukuku Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 41, Aralık 2019, s. 603-622.