TİCARET UNVANI

 

A. Tanımı

 

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 39 ila 52’nci maddeleri arasında düzenlenen ticaret unvanının açık bir tanımı bulunmamaktadır. Ancak Türk Ticaret Kanunu’nun 39’uncu maddesinin birinci fıkrasına göre “Her tacir, ticari işletmesine ilişkin işlemleri, ticaret unvanıyla yapmak ve işletmesiyle ilgili senetlerle diğer belgeleri bu unvan altında imzalamak zorundadır.” şeklinde bir düzenleme yapılmıştır. Buradan hareketle; ticaret unvanı, ticari işletmelerin işlemlerine ilişkin olarak tacirlerin kullandığı ad olarak tanımlanabilecektir.[1]

 Ticaret unvanın asıl amacı ticari işletme işleten tacirin, diğer ticari işletme işletenlerden ayırmaya yaramaktadır. Ancak sadece ayırma işlevinin olduğunun söylenmesi hatalı olacaktır. Çünkü TTK’nın 39’uncu maddesinin birinci fıkrasında dışında ikinci fıkrası[2] ile de ticaret unvanın kullanım alanı oldukça genişletilmektedir. Bu fıkradan hareketle; tescil edilen ticaret unvanı, tacir olan kişinin ticari işletmesiyle alakalı olarak düzenlediği ticari defterler ve ticari mektuplara yapılan kayıtların belgelerin dışında, ticari işletmenin görülebilecek bir yerine açık ve okunaklı bir şekilde yazılmalıdır. Ticaret unvanının kullanım alanı bunlarla yetinilmeyip daha da genişletilmiş ve eğer bir şirket internet sitesi kurma zorunluluğuna sahip ise bu unvanını işletmenin internet sitesine de koymak zorundadır.[3]

Ticaret unvanına firma da denilmektedir. Ancak günümüzde firma genellikle ticari işletmeyi belirtmek amacıyla kullanılmaktadır. Bundan dolayı firma yerine ticaret unvanını kullanacağız.

 

B. Unsurları

 

Tacir olan kişinin, Ticari işletmesiyle ilgili olduğu işlemlerde kullanmış olduğu ticaret unvanı çekirdek ve ek olarak iki bölümden oluşmaktadır.

 

1.Çekirdek

Ticaret unvanın bulunması zorunlu olan ve asli unsurunu temsil eden çekirdek unsuru, ticaret unvanının “konu” ya da “şahıs” unvanı olmasına göre TTK’da ikiye ayrılarak ele alınmıştır. Konu ticaret unvanının çekirdek kısmında; şirketi, şirketin türünü ve  işletme konusunu gösteren ibareler yer almaktadır.[4] Şahıs şirketlerinde ise; sınırsız ölçüde sorumlu olan ortaklardan en az birinin adı ve soyadı ile şirketi ve türünü gösterecek ibare bulunmalıdır.[5] Son olarak şahıs ticaret unvanlarının çekirdek kısmındaysa; ticari işletme sahibi olan tacirin kısaltmadan yazılacağı adı ve soyadı bulunması gerekmektedir.[6] Bu sayılan haller; ticaret unvanının asli unsurları olduğundan dolayı her ticaret unvanında kanuna uygun olarak bulunması zorunludur.[7]

Unvanın, konu unvanı  mı yoksa kişi unvanı mı olduğu hususu ticaret unvanın çekirdek kısmından belirlenmektedir. Zira; konu unvanının çekirdek kısmında şirketin faaliyeti söz konusu iken, kişi unvanının çekirdek kısmında ise bir bireye ait ad ve soyad bulunmaktadır.[8]

 

2. Ek

Tacirin kimliği, şirketin finansal durumu ve işletmenin genişliği hakkında üçüncü kişilerde yanlış bir görüş meydana getirmeyecek yahut gerçeğe veya kamu düzenine aykırı olmayacak şekilde tacir, ticaret unvanına istediği şekilde bir ek koyabilir. Ticaret unvanının asli unsuru olan çekirdeğe ilavesi zorunlu olmayan ve ticaret unvanının asli unsurlarından sayılmayan ekleri dört grupta inceleyebiliriz. Bunlar; zorunlu ekler, ihtiyari ekler, yasak ekler ve izne tabii eklerdir.[9]

 

a) Zorunlu Ekler

Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde, birden fazla aynı ticaret unvanı tescil edildiği takdirde daha sonra tescil tarihli olan ticaret unvanı diğer ticaret unvanı, birbirinden ayırt edilebilmesi için ek almak zorundadır.[10]

Ticaret unvanına ek yapılması zorunluluğu TTK’nın 48’inci[11] maddesinde de ayrı bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre; her şube, kendi merkezinin ticaret unvanını şube olduğunu belirterek kullanmak zorundadır. Örnek vermek gerekirse; merkezi Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. olan ve Ankara Cebeci’de bulunan şubenin, Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Cebeci Şubesi olarak ticaret unvanını kullanması gereklidir.[12]

Son olarak ise tasfiye halini belirten eklerin zorunlu kullanımıdır. Ticaret şirketleri son bulma hallerinin ardından hemen ortadan kalkmayıp, tasfiye haline geçmektedirler. Tasfiye halinde bulunan şirket ise kural olarak yeni işlere giremez. Bundan dolayı üçüncü kişilerin haberi olması maksadıyla tasfiye haline giren şirketin ticaret unvanına “tasfiye halinde” ibaresi eklenmektedir(TTK 269, 328, 533).[13]

 

b) İhtiyari Ekler

Tacirin, ticaret unvanına ek koyması serbesttir. Ancak bu serbestliği sınırsız olarak algılamamak gerekmektedir. Ticaret unvanına eklenecek olan ekin; öncelikli olarak gerçeğe ve kamu düzenine aykırı olmaması; tacirin mali durumunu, kimliğini ya da işletmesinin genişliğini ve önemini üçüncü kişilere karşı yanlış bir intiba yaratmaması gerekmektedir.[14] Yani tacir kanuna aykırı olmadığı müddetçe ticaret unvanında istediği eki kullanabilir. Bu ekler unvanda belirtilen kişinin hüviyetini ya da işletmenin niteliğini açıklayacak tarzda olabileceği gibi, tamamen afaki de olabilir.[15]

 

c) Yasak Ekler

TTK’nın 46’ncı maddesinde: “ Tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve finansal durumu hakkında, üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunmamak, gerçeğe ve kamu düzenine aykırı olmamak şartıyla; her ticaret unvanına, işletmenin özelliklerini belirten veya unvanda yer alan kişilerin kimliklerini gösteren ya da hayalî adlardan ibaret olan ekler yapılabilir.” demek suretiyle; kullanılan ek tacirin mali durumunu, kimliğini ya da işletmesinin genişliğini ve önemini üçüncü kişilere karşı yanlış bir izlenim uyandırdığı takdirde bu ekin kullanılması yasaktır. Gerçeğe aykırı eklerin kullanılmasının yasak olması ise ticaret unvanının ilkelerinden olan gerçeklik ilkesinin uygulamasının bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerçeğe aykırı eklerin kullanılmasının yasak olması ise ticaret unvanının ilkelerinden olan gerçeklik ilkesinin uygulamasının bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.[16]

Kamu düzenine aykırı eklerin kullanılmasının yasak olması da aynı madde de düzenlenmiştir. Kullanılacak olan ekin kamu düzenine aykırılığını tespit edecek kişiler; bütün mahkemeler, memurlar, ticaret ve sanayi odaları, noterler ve Türk Patent Enstitüsüdür. Herhangi bir şekilde böyle bir durumla karşılaştıkları takdirde yetkili makamlara gerekli bilgileri vermek zorundadırlar. Hangi eklerin kamu düzenine aykırı olup olmadığı husususun tespiti çok zordur. Ancak genel olarak Anayasa’da güvence altına alınmış olan dini, ahlaki, milli ve kültürel değerleri zedeleyici ya da ülkenin, milletin bölünmezliği esasına veya demokratik ve laik cumhuriyet fikrine aykırı tarzdaki ekler bu gruba dahil edilecektir.[17]

 

d) İzne Tabii Olan Ekler

Türk Ticaret Kanunu’nun 46’ncı maddesinin 3’üncü fıkrasına göre;  "Türk", "Türkiye", "Cumhuriyet" ve "Millî" kelimeleri bir ticaret unvanına ancak Bakanlar Kurulu kararıyla konabileceği hususunu düzenlemiştir. Belirtilen kelimeleri ticaret unvanında kullanması halinde devletin işletme ile bağlantısı bulunduğu izlenimini yaratacaktır. Bundan dolayı da işletmenin önemi ve genişliği hakkında kamuoyu nezdinde yanlış bir intiba uyandıracaktır. Bu yüzden bu tür kelimelerin kullanılmasını kanun koyucu izne tabii kılmıştır. Sayılan kelimelerin uygulamada kullanılması; işletmenin milli bir kimlik taşıması, mali ve teknik gücünün yüksek olması ve en önemlisi de bu kelimeleri hakiki manada temsil edebilecek özelliklere sahip olması gerekmektedir.[18]

 

C) İşlevi

 

1.Ayırt Etme İşlevi

Kanun koyucu tüm tacirlerin işletmesiyle ilgili senet ve diğer evrakı bu ticaret unvanı altında imzalaması[19], kanuna uygun olarak bir ticaret unvanı seçmesi[20] ve işletmesi ile alakalı olan her türlü işlem için bu seçilen unvanın kullanılması gerektiği hususlarını düzenlemiştir. Tacirler ticari hayatlarında ticaret unvanları ile tanınmaktadır. Bundan dolayı her tacire özgü olan ticaret unvanının, diğer tacirlerden ayırt edilmesini sağlayan bir fonksiyona sahip olduğu ortadadır.[21]

 

2.Garanti İşlevi

Her tacire özgü olan ticaret unvanı, bu unvanın piyasaya girmesi ile birlikte tacirin ürettiği mal veya hizmetin niteliğine, kalitesine dair bir garanti işlevi görmeye başlar. Bunu sebebi ise; tacirin malını ya da hizmetini kullanan tüketici,  kullandığı malın ya da hizmetin hangi tacir aracılığı ile piyasaya sürüldüğünü, niteliğini bilmektedir. Sonradan satın alacağı malı ya da hizmeti aklında kalan imaja göre satın alacak ve ticaret unvanı da tüketicinin aklında oluşan imaja ilişkin garanti edici ve anımsatıcı bir rol alacaktır.[22]

 

3.Reklam İşlevi

Ticaret unvanı da kullanılarak hizmetin, malın ya da ticari fikirlerin bir araç yardımıyla piyasaya sunulması reklam olarak karşımıza çıkmaktadır. Hayatımızda da pek çok reklamda ticaret unvanları kaşımıza çıkmaktadır. Bundan dolayı ticaret unvanını seçecek olan tacir, ticaret unvanının. malını ya da hizmetini tanıttığı ya da reklamını yaptığı hususunu göz önünde bulundurarak özenli bir şekilde seçmelidir. Tabii bunun yanında ticaret unvanının garanti işlevinin ve kalitesinin o ticaret unvanı altında devam ettirilmesi halinde ticaret unvanının reklam görevini yerine getireceği ortadadır.[23]

 

 

KAYNAKÇA

[1] AYHAN, Rıza; Ticari İşletme Hukuku, Genel Esaslar, B. 8, 2015, Ankara, s. 291

[2] 6102 sayılı TTK m. 39: “Tescil edilen ticaret unvanı, ticari işletmenin görülebilecek bir yerine okunaklı bir şekilde yazılır. Tacirin işletmesiyle ilgili olarak düzenlediği ticari mektuplarda ve ticari defterlere yapılan kayıtların dayandığı belgelerde tacirin sicil numarası, ticaret unvanı, işletmesinin merkezi ile tacir internet sitesi oluşturma yükümlülüğüne tabi ise tescil edilen internet sitesinin adresi de gösterilir. Tüm bu bilgiler şirketin internet sitesinde de yayımlanır. Bu sitede ayrıca, anonim şirketlerde yönetim kurulu başkan ve üyelerinin adları ve soyadları ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı, limited şirketlerde müdürlerin adları ve soyadları ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticilerin adları ve soyadları ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı yayımlanır.”

[3] AYDOĞAN, Fatih; Markanın Ticaret Unvanına Karşı Korunması, Mevcut Hukukî Durum – Değişiklik (madde) Önerisi – İtiraz Yolu ve/veya Alternatif Çözüm Yolu Önerisi, İÜHFM, C. LXXI, S. 2, 2013, s. 32

[4] 6102 sayılı TTK m. 43: “Anonim, limited ve kooperatif şirketler, işletme konusu gösterilmek ve 46’ncı madde hükmü saklı kalmak şartıyla, ticaret unvanlarını serbestçe seçebilirler.”

[5] 6102 sayılı TTK m. 42: “Kollektif şirketin ticaret unvanı, bütün ortakların veya ortaklardan en az birinin adı ve soyadıyla şirketi ve türünü gösterecek bir ibareyi içerir.

Adi veya sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin ticaret unvanı, komandite ortaklardan en az birinin adı ve soyadıyla şirketi ve türünü gösterecek bir ibareyi içerir. Bu şirketlerin ticaret unvanlarında komanditer ortakların adları ve soyadları veya ticaret unvanları bulunamaz.”

[6] 6102 sayılı TTK m. 41: “Gerçek kişi olan tacirin ticaret unvanı 46’ncı maddeye uygun olarak yapabileceği ekler ile kısaltılmadan yazılacak adı ve soyadından oluşur.”   

[7] AYHAN, Rıza; Ticari İşletme Hukuku, Genel Esaslar, B. 8, 2015, Ankara, s. 292

[8] KARAYALÇIN, Yaşar; Ticaret Hukuku Dersleri, Ankara, 1968, s. 373

[9] AYHAN, Rıza; Ticari İşletme Hukuku, Genel Esaslar, B. 8, 2015, Ankara, s. 292

[10] 6102 sayılı TTK m. 45: “ Bir ticaret unvanına Türkiye'nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde, ek yapılır.”   

[11] 6102 sayılı TTK m. 48: “Her şube, kendi merkezinin ticaret unvanını, şube olduğunu belirterek kullanmak zorundadır. Bu unvana şube ile ilgili ekler yapılabilir.

41 ve 45 inci maddeler şubenin ticaret unvanı hakkında da uygulanır.

Merkezi yabancı ülkede bulunan bir işletmenin Türkiye'deki şubesinin ticaret unvanında, merkezin ve şubenin bulunduğu yerlerin ve şube olduğunun gösterilmesi şarttır.

[12] ARKAN, Sabih; Ticari İşletme Hukuku, B. 15, 2011, Ankara, s. 262

[13] KARAYALÇIN, Yaşar; Ticaret Hukuku Dersleri, Ankara, 1968, s. 377

[14] 6102 sayılı TTK m. 46/I : “ Tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve finansal durumu hakkında, üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunmamak, gerçeğe ve kamu düzenine aykırı olmamak şartıyla; her ticaret unvanına, işletmenin özelliklerini belirten veya unvanda yer alan kişilerin kimliklerini gösteren ya da hayalî adlardan ibaret olan ekler yapılabilir.”

[15] ARKAN, Sabih; Ticari İşletme Hukuku, B. 15, 2011, Ankara, s. 263

[16] KARAYALÇIN, Yaşar; Ticaret Hukuku Dersleri, Ankara, 1968, s. 374

[17]KORKMAZ, Şerife; Ticaret Unvanının Korunması ve Marka İlişkisi, 2010, Ankara, s. 41

[18] İbid, s. 42

[19] 6102 sayılı TTK m. 39: “Her tacir, ticari işletmesine ilişkin işlemleri, ticaret unvanıyla yapmak ve işletmesiyle ilgili senetlerle diğer belgeleri bu unvan altında imzalamak zorundadır.”

[20] 6102 sayılı TTK m. 18: “Tacir, her türlü borcu için iflasa tabidir; ayrıca kanuna uygun bir ticaret unvanı seçmek, ticari işletmesini ticaret siciline tescil ettirmek ve bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmakla da yükümlüdür.”

[21] AYHAN, Rıza; Ticari İşletme Hukuku, Genel Esaslar, B. 8, 2015, Ankara, s. 291

[22] ÇOBAN, S. Özlem; Türk Hukukunda Marka ve Ticaret Unvanı Arasındaki İlişki Dolayısıyla Ortaya Çıkan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, 2014, Ankara, s. 33

[23] AYHAN, Rıza; Ticari İşletme Hukuku, Genel Esaslar, B. 8, 2015, Ankara, s. 290